19 Nisan 2014 Cumartesi

BİR DOST MEKTUBU

1. CHP’ nin aslında ve özünde bir devlet partisi olduğunu;
2. Sistem içi tüm siyasi hareket ve partileri içinden doğurduğunu, çok partili sisteme geçilene kadar bu hareketleri içinde taşıdığını;
3. Çok partili sisteme geçişin aslında CHP için bir arınma süreci olduğunu ve bu arınma süreci sonunda parti içinde kalan niceliğin niteliğinin cumhuriyetçi, ulusalcı, aydın ve batılı(cı) olduğunu;
4. Ülkenin yaşadığı politik süreçte, özellikle gençlik ve işçi hareketlerinden etkilenerek ama bence bundan da önemlisi içinden doğurduğu ve siyasi arenada karşı karşıya geldiği diğer partilerin aldığı dinamik tavır ve duruşlara karşı, belki de ister istemez kendini konumladığı yerde niteliksel bir dönüşüm yaşayarak “Ortanın Solu” na ve sosyal demokrat bir partiye evrildiğini;
5. Yani diğer bir söyleyiş ile, CHP’ nin iç dinamiklerinin değil, 60′ lar ve 70′ lerin politik süreçlerinin ve rakiplerinin duruşunun yarattığı metazori ile CHP’ nin sola çekildiğini veya kaydığını;
6. Bu süreçte, yasal bir siyasi parti olarak, bir cephe partisi haline dönüşebildiğinin görüldüğünü (ki unutmamak gerek, meclise girebilen bir TİP var o dönemde);
7. Tüm süreçler dahilinde CHP’ nin içinde, bugün de dahildir bu süreç kapsamına, çekirdek yapısında değişmez bir cumhuriyetçi, ulusalcı yapının hep var olduğunu ve var olacağını;
8. Ancak bu özün, toplumsal ve siyasi dinamiklerle evrilebilir, değişebilir, dönüşebilir bir nitelikte olduğunu;
9. CHP’ nin içinde veya dışında CHP’ li olan ulusalcı ve cumhuriyetçilerin, aydın ve devrimci (6 oktan biri olan devrimcilik anlamında da olsa en azından) yönlerinin olduğunu;
10. Bunların asla dışlanmaması, red edilmemesi gerektiğini;
11. Bunların reddiyesinin CHP’ nin kendisinin reddiyesi anlamına geldiğini;
12. Son tahlilde ne kadar dönüşürse dönüşsün CHP’ nin bir sistem ve devlet partisi olarak kalacağını;
13. Ancak yasal siyasi arenada bir cephe partisi anlamında, tarihsel potansiyeli ile doğru adres olduğunu (tabii ki siyasi konjektüre göre);
14. 80′ lerde filizlenen ve 90′ lardan itibaren kendini iyice belli eden, MHP’ li olmayan, olamayan neofaşist ulusalcı ve cumhuriyetçiler ile CHP’ nin samimi, Atatürkçü, demokrat, liberter cumhuriyetçi ve ulusalcılarının birbirinden ayırt edilmesi gerektiğini;
15. Bu ayır etmenin, AKP’ ye daha doğrusu artık siyasi söylemi netleştirerek İslami Faşizme karşı cepheleşmede içiçe girmişlik ve kutuplaşma nedeniyle oldukça güç bir durum olduğunun;
16. Söylem geliştirirken, ötekileştirmelerin önüne geçeceğiz derken, CHP’ nin bu nitelikteki seven ve destekçilerini, parti ile birlikte evrilebilir, değişebilir, dönüşebilir yapıdaki ulusalcı ve cumhuriyetçilerini, ve yukarda söylediğim gibi aslında CHP’ nin kendisini ötekileştirmenin ne kadar tehlikeli bir durum yaratacağını;
17. Bu tehlikeli durum gerçekleştiğinde bir bakmışsınız biz kendi kendimizi ötekileşmiş durumda bulabileceğimizi,
unutmamak gerekir diye düşünüyorum.
Tüm bunları kaleme alan ben için, bunları yazmak, düşünmek, söylem haline getirmek, siyasi bir tavır halinde davranmak ne kadar zor bilemezsiniz. İçsel çelişkiler yumağı içimde… İster Türk, ister Kürt isterse adı ne olursa olsun dünyanın hiçbir yerindeki ulusalcı hareketler, nitelik olarak tek başlarına ilerici ve devrimci değildir. Dünyanın kurtuluşu sosyalist bir dönüşümle olacağı bilincini taşırken, bu mücadele kendini siyasette ifade etmek zorundadır. Bu da tüm sosyalistlerin ve hareketlerin yaşadığı o sancıyı yaşatır: Siyaset ile ideoloji arasındaki kapanmayan ve kapanmayacak olan açı… Tüm yazdıklarım, kapanmayan bu açı düzlemindedir. Dün akşam dile getirmiş olduğunuz ulusalcı reddiyesi üzerine bunları yazma ihtiyacı hissettim. bu reddiyenin, mektubumda becerebildiğim kadar anlatabildiğim nedenler ile naif bir hale dönüşmesinin daha doğru bir tavır olacağını düşünüyorum. Öyle bir kuşatılmışlıktayız ki, bir yanımızda İslami faşizm, bir yanımızda Türk faşizmi, bir yanımızda Kürt faşizmi… sosyolojik anlamda yaşamımıza sızmış olan faşist davranış biçimlerimizden bahsetmiyorum bile… O yüzden söylemimizi faşizmin reddiyesi olarak ortak akıl kollektifi ile dillendirebilirsek, CHP’ nin bu samimi ulusalcı ve cumhuriyetçilerine kucak açmış olur, ötekileşmeden, ötekileştirmeden, tüm ötekileşmelere karşı birlikte dönüşür ve dönüştürebiliriz diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.